UNUTULMAZ KOMEDİ FİLMLERİ

2068

Normalde komedi filmi izlemeyi sevmiyorum. Çünkü küfür, bel altı espriler ile komik olduklarını düşünen insanlardan hoşlanmıyorum ve gülemiyorum. Ancak bazıları var ki çok eğlenceli. Bir kaçından bahsetmek istiyorum.

“Evde Tek Başına” serisi ile başlayalım mı? John Hughes’un yapımcılığını ve senaristliğini üstlendiği film 1980 yapımıdır. İlk filmde o kadar çocuğu bir evde görünce şok olmuştum. Ancak Kevin hem evin en küçüğü hem de en akıllısı olduğunu gösterdi. 2 hırsız, ailenin evden çıkması fırsat bilip eve girmeye çalışırken minik Kevin’ı fark etmemişler. Sizce Kevin ne yaptı? Normalde o yaşta bir çocuğun korkması gerekirken zekice kurulmuş tuzaklar sayesinde evi ve kendisini korudu. Ailesi çocuğun yokluğunu uçaktan indiklerinde fark etti. Bu kısmı bana çok komik geliyor. O kadar çok çocukları var ki birinin eksikliğini anlamıyorlar. Allah kimsenin başına vermesin, her çocuk böyle kendisini koruyamaz. Ama çocuğun ilk anda onu unuttuklarını anlayınca nasıl üzüldüğünü görmelisiniz. İnsan unutulunca sanırım kötü düşüncelere kapılıyor. Ama genel olarak duygusal değil eğlenceli bir film serisi mutlaka izleyin.

“Bebek Firarda” filmini es geçemem. Patrick Read Johnson’un yönetmenliğini üstlendiği 1994 yapımı bir film.  Zaten çocuklara düşkün olduğum için bebekli filmleri çok seviyorum. Bu filmdeki bebekte çoookkk tatttllıııı. Film zengin bir çiftin bebeklerine fotoğraf çektirmek için çekim ekibi çağırması ile başlıyor. Bir hırsız grubu bunu duyunca ekip yerine kendileri geçiyor. Çocukla çekim için yalnız kalınca çocuğu kaçırıyorlar. Bu nasıl komedi filmi demeyin, o hırsızlar çocuğu çaldıklarına pişman oluyorlar. Bebek oldukça zeki, hırsızlarda saf olunca ortaya oldukça komik görüntüler çıkıyor. Filmin sonunda dadının bebeği nasıl bulacağını çözmesi ve bulmaları harika. Zeki çocukları hep sevmişimdir.

 

Bir de “Maske” serisi var çok sevdiğim. Bu serinin de iki filmi var. Chuck Russell’in yönettiği filmin ilki 1994, ikincisi 2005 yapımıdır. Stanley Ipkiss, iyi yürekli bir banka memurudur. Bir gün bulduğu antika bir maskeyi takar ve inanılmaz güçlere sahip bir yaratığa dönüşüyor. Adamın o maske ile dönüştüğü yeşil kafalı yaratık fena bir şey oluyor. Adamın kendi kişiliğinin tam tersi korkusuz oluyor. Maskeyi çıkarması zor olsa da acil durumlarda ona koşuyor. Suratına yaklaştırdığı anda suratını kaplıyor ve bambaşka bir şey haline geliyor. Acaba bu maske yüzünden başına neler geliyor?

 

Biraz daha günümüze gelirsek “Stajyer” filminden bahsedeyim. Nancy Meyers’ın yönetmenliğini yaptığı 2015 yapımı bir film. Başarılı bir şirketin sahibi olan Jules Ostin, çalışanlarından birinin tavsiyesi üzerine yeni bir stajyer programı başlatır. Belli bir yaş üstü için olan bu staj fırsatını Ben Whittaker görünce kaçırmak istemez. Çünkü o yer onun için özeldir. Kabul edilmesiyle şirketin yaş ortalamasını bir hayli yükselten Whittaker, 70 yaşında en yaşlı stajyer olabilir. Bu arada patronu Ostin ile iş ilişkisi olarak başlayan arkadaşlıkları sağlam bir dostluğa dönüşecektir. Bir insan hangi yaşta olursa istediği şeyi başarabilir yeter ki kendisine inansın.

Son olarak da “Kapımdaki Casus” filmini biraz konuşalım. Brian Levant yönetmenliğinde 2010 yapımı bir filmdir. Baş rolünde Jackie Chan’i ajan olarak görüyoruz. Filmde yan kapı komşusu ve kız arkadaşı olan Gillian ile oturmaya karar veren bir CIA süper ajanı olarak Bob Ho’nun macerası izlenmeye değer. Bob Gillian ile evlenmek istiyor ama küçük bir engeli var: Gillian’ın 3 çocuğu. Gillian’ın aniden şehir dışına çıkması gerekince Bob bu fırsatı kaçırmıyor ve onlara bakmaya gönüllü oluyor. Onlarla iyi geçinip dost olmak isterken çocuklardan birisi çok büyük bir hata yapıyor ve filmin macerası tam orada başlıyor. Sizlere muhteşem bir komedi filmi daha tavsiye ediyorum. Jackie Chan severler buraya.

Hiç Türk filmi önermedim nedenini de üzülerek belirtmek istiyorum. Maalesef ki Türk filmlerinde komedi denilince bel altı espriler ve argo konuşmalar ön plana çıkıyor. En başta belirttiğim gibi bundan hoşlanmadığım için de çok fazla izlemiyorum. Televizyonda karşıma çıkarsa ve çaresiz kalırsam-başka izleyecek bir şey yoksa- izliyorum. Bu biraz komedi zevki meselesi, o yüzden çok girmek istemiyorum. Umarım önerdiğim filmleri beğenirsiniz.

Önceki İçerikKİCKBOKS HAYALİM GERÇEK OLDU
Sonraki İçerikARKADAŞLIK
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?