NASIL KAPANMAYA KARAR VERDİM?

4106

Söze nasıl başlasam bilemedim. Öncelikle kapalı/tesettür tartışması yapmayı düşünmüyorum. Herkes istediği terimi kullanabilir, ben kapalı şeklinde ifade etmeyi daha kolay buluyorum bu yüzden yazımda bu şekilde kullanacağım.

Ben dini değerleri önemseyen bir ailede yaşıyorum. Yani ailemin etkisi tabi ki oldu. Mesela alkol kullanılmaması, annemin kapalı olması, namaz-oruç-fitre-kurban gibi kavramları yaşayarak öğrenmemin etkisi büyüktür. İlkokul zamanımda oruç tutmak için ağladığımı ama annemin çok zayıf olduğum için izin vermediği günleri hatırlıyorum. Çiğ et kokusuna önceleri çok dayanamasam da kurbanı annemle babamın nasıl pay ettiğini izlerdim. Yine ilkokul zamanlarımda annemler beni camiye Kur’an kursuna göndermişlerdi. Zaten öğrenmeye meraklıyım ki bu bizim dini kitabımız mutlaka öğrenmeliyim diye düşünerek koşa koşa gitmiştim. Ama bu anıma dair tek hatırladığım o ortamı sevmemiştim ve devam etmek istememiştim. Yine de öğrenecektim o kitabı okumayı. O zaman internet yaygın değil ayrıca akıllı telefonda çok yok. Nasıl öğreneceğimi bilmiyordum. Daha sonra arkadaşımın annesi beni Kur’an kursuna götürmüştü. O anımı hiç unutmam sizlerle de paylaşmak istiyorum. İçeri girdik bir sessizlik var. 9 yaşında bir çocuksun sessizlikten korkarsın ama burası öyle hissettirmedi. Nedense içimde güzel şeyler hissettiriyordu. İçeri doğru ilerledikçe kapalı ablalarla karşılaştık. Bana gülümseyerek hoş geldin diyorlardı. Çok sıcak ve samimilerdi. Orayı girer girmez sevmiştim. Arkadaşımın annesi beni iki ablanın yanına bırakmıştı kızlar İrem size emanet demişti. Onlarda tamam hocam diyerek onaylamışlardı. 3 haftada tecvitli bir şekilde Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrenmiştim. Aynı zamanda bana namaz dualarını öğretmişlerdi ve gittiğim zamanlar hangi vakitse birlikte namaz kılıyorduk. Beni hiç zorlamadılar, bana hiç yanlık okuduğumda bağırmadılar. Bana sevgiyle, şefkatle ve sabırla yaklaştılar. Bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu o zaman hissetmiştim ama artık anlayabiliyorum. Kur’an kurslarına gidip nefret eden birçok çocukla tanıştım, hocaların davranışları gördüm. Maalesef tecavüz edilenleri bile duydum. Böyle bir durumda insanların tabiri caizse dinden soğuması şaşırtıcı değil. Ama ben yine de her insanın bir olmadığını varsayarak elimden geldiğince güzelliklerini göstermeye çalışıyorum.

Bu arada büyüdüm. Babam bize her kademeyi bitirdiğimizde hediye alırdı. Mesela 5. Sınıfı bitirip ortaokula geçtiğim yaz çocuk kitapları seti hediye almıştı. 8.sınıfı yani ortaokulu bitirdiğimde bana özellikle bir hediye isteyip istemediğimi sordu. Baya süredir istediğim bir hediye vardı. Evet ama sana söylemek değil göstermek istiyorum dedim. Tamam dedi babam ve oturduğumuz yerdeki en büyük kırtasiyeye gittik. Oraya her gittiğimizde gözlerimi üzerinden alamadığım kocaman bir Kur’an-ı Kerim vardı. Kocaman derken abartmıyorum 50 cm’den uzundu. Harfleri tek tek gözüküyordu. Hep onu okumak nasıl bir şey olur diye düşünürdüm. Babama o Kur’an-ı Kerim’i gösterdim. Önce şaşırdı ama oradaki görevli abiyi çağırıp dediğim Kur’an-ı Kerim’i gösterdi. Abi iki rengini gösterdi: yeşil ve pembe. Ben yeşil olanı seçtim ve yeşil olanı bana uzattı. Nasıl heyecanlandığımı şu an bile hatırlıyorum. Kucağıma aldım sarıldım. Üst raflarda olduğu için tozlanmış sanırım bir silseydik diye bağırıyorlardı ama ben hiç umursamadım. Ben onu en güzel şekilde temizlerdim. Sonrasına dair her yaz onu okuduğumdan başka bir şey hatırlamıyorum ama hala onu görmek bana huzur veriyor.

Peki, nasıl kapandım asıl konumuza gelelim. Annem kapalıydı ama ailem hiçbir zaman bana kapan, onu giyme, bunu yapma demedi. Mayo da giydim, mayokini de giydim. Mini etek de giydim, büstiyer de giydim. Ortaokul zamanlarımda kapanmayı denedim ancak yapamadım. Sanırım psikolojik olarak buna hazır değildim. Daha sonra lise 2. sınıfa geçerken tekrar niyetlendim. Kapanacağım diye düşündüm. Ancak bu seferde elimde olmayan sebeplerden isteğimi gerçekleştiremedim. Yani ben lise bitene kadar açıktım. Dar paça pantolonlar, mini  etekler… Lise mezuniyet resimlerimi görseniz şimdiki görünüşümün tam tersi. Ama içimde bu istek hep vardı ve 12. Sınıfta sınava hazırlanacağım zaman karar vermiştim üniversitede kapanacaktım. Bunu ilk ailemle paylaştığımda çok sevindiler. Babama kıyafet almam gerektiğini bu kısa kazakları felan giyemeyeceğimi söyleyince dolabını baştan sona dizeriz kızım demişti. O yıl tüm alışverişimi kapandığımda giyebileceğim şekilde yapmıştım. Uzun gömlekler, şallar, eşarplar, İspanyol paça pantolonlar… Bu şekilde o yılı tamamladım ama arkadaşlarım çok inanmıyordu kapanabileceğime. O zamanki görünüşüm sanırım kapanacak bir kız havası vermiyordu ancak iç dünyamda düşündüklerimi göremiyorlardı. Benim zamanımda üniversiteye YGS-LGS sınavları ile giriliyordu, 2015’den bahsediyorum. Son LGS sınavımdan çıktım ve sonraki pazartesi arkadaşlarımla buluşacaktık ve sınav stresimizi atacaktık. Sabah kalktım ve kapalı şekilde gidecektim. Allah’ın izniyle bir daha açmamak üzere o gün saçlarımı ve vücudumu kapattım. Kapalı olarak gittim ve tüm arkadaşlarım önce şaşırdı sonra hayırlı olsun dediler. Elhamdülillah o günden beri kapalıyım. 5 yılımı doldurdum. Sonsuza kadar sürmesini temenni ediyorum.

Ben aynı zamanda üniversiteye de başlarken yeni bir hayata başlıyordum ve bu hayatımda herkesin beni kapalı tanımasını istedim. Bu da kapanmama destek bir düşüncemdi.

İlk zamanlar olan fotoğraflarıma kıyafetlerime baktığımda çok uygun giyinmemiş olduğumu düşünüyorum ancak elimden geldiğince uygun olmaya çalıştım-çalışıyorum. Bu zamana kadar hiç kapandığım için pişman olmadım. Ancak şöyle yorumlar aldım: ”Güzelliğine yazık etmişsin.” “Sen açık halinle ne erkekler düşürürdün.” “Benim böyle fiziğim olacak gururla gösteririm.” “Kendini çok yaşlandırmışsın.” Bu kötü yorumları daha da uzatabilirim. Bu yorumlara kibarca verdiğim cevap hep şu oldu: “Rabbim emretmiş kapandım bundan gurur duyuyorum. İnşallah sana da nasip olur. Ayrıca bu güzel övgülerin için teşekkür ederim inşallah ilerideki eşimde böyle düşünür çünkü sadece onun görmesini isterim saçlarımı.”  Bazı zamanlar üzüldüm kötü yorumlara ama yine aynı zamanda olsam yine kapanırdım. Kendimi açık halimden daha mutlu ve huzurlu hissediyorum ve insanların daima mutlu hissettikleri şekilde görünmesini tercih ederim. Ayrıca şunu belirteyim kardeşlerim ve birçok yakın arkadaşım açık ancak ben bir tanesine bile kapan demedim, demem. Tabi ki kapanmak isteyen olursa elimden geleni yaparım ki bilen biliyor. Ancak birinin düşünce dünyasına karışmak kimsenin haddine düşmez.

Bu konuda aldığım birkaç soruya da burada değinmek istiyorum.

+Rüyanda birini felan mı gördün de kapandın?

-Hayır, benim hep düşüncemdi şimdi gerçekleştirebildim.

+Hiç açık kıyafetlere özenmiyor musun?

-Bir kıyafeti çok beğenirsem alır evde giyerim ama dışarıya çıkarken giymek gibi bir isteğim olmuyor.

+Açık kıyafetli kızları görünce ne düşünüyorsun?

-Benim çevremde de açık olan çok kız var hatta kıyafet alırken ben onlara yardımcı oluyorum, daha önce hiç aaa bu kız nasıl şort giymiş edepsiz gibi bir düşüncem olmadı çok şükür. O şortu giydiğinde mutlu ise bende mutluyumdur. Yanımda olan insanları kıyafetine göre değil karakter ve kişiliğine göre şeçiyorum.

Genelde bu şekilde sorular alıyorum ve düşüncemi açıkça belirtiyorum. Bir de şu şekilde olan yorumlar var:

+Kapalısın nasıl bir erkeğin yanına oturursun?

+Ağzındaki sakız ne, kafandakini süs niyetine mi taşıyorsun?

+Açık kızlar bitti artık kapalı kızlarda kahkaha atıyor dünyanın suyu çıkmış.

Bu yorumlara da daha çok gülerek tepki veriyorum. Bu konuda Mevlana’nın söylediği bir sözü hatırlarım hep: “Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana ya da yazık olur adabına.”

Bu soruları ve yorumları daha da arttırabilirim ancak sözün kısası olay sizde bitiyor. Gerçekten istiyor musunuz, kararınızı kötü-iyi yorumları umursamadan devam ettirebilecek misiniz? Kimsenin zoruyla kapanılmaz bunu kesinlikle savunurum. Nasıl diğer dini vecibeleri gerçekleştirirken içten olmasını önemsiyorsak bunu da öyle düşünürüm. Sizin hayatınız sizin kararınız. Ben tekrar söylüyorum 5 yıldır kapalıyım Elhamdülillah ve Rabbim nasip ederse ölürken bile kapalı ölmek istiyorum. Elbette hatalarım vardır, hatasız kul olmaz ancak elimden geldiğince güzel şekilde taşımaya çalışıyorum eşarbımı. Bu konuda başka sormak istediğiniz bir nokta olursa sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz. İsteyen herkese nasip olsun inşallah.

 

Önceki İçerikNEDEN ÖĞRETMENLİK? BİLGİSAYAR ÖĞRETMENLİĞİ (BÖTE)
Sonraki İçerikDOSTLUĞU TANIMLAYAN YAZAR DEBBIE MACOMBER VE ESERLERİ
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?