VEFA

3700

Bu yazımda size hayatta en çok değer verdiğim bir duygu olan vefadan bahsetmek istiyorum. Sizce vefa nedir? Acaba anlamını bile tam bilmediğimiz bir duyguyu insanlara yansıtmakta ne kadar başarılıyız?

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Kimi duygumuzu isteyerek kimisini fark etmeden karşımızdaki kişiye belli ederiz. Bazen istenmeden söylenen bir sözcük, atılan bir bakış veya yapılan bir hareket buna neden olur. İşte vefa da genelde fark edilmeden karşımızdaki kişiye karşı içimizde hissettiğimiz duygudur. Minnet duymak diyoruz ya çok benzerler.

Size bir insanın gösterdiği özene minnet duyarsınız. Mesela hastaneye gittiniz, kan aldırmanız gerekiyor. Canınızı acıtmamak için uğraşan hemşireye minnet duyarsınız. Veya evinizin anahtarını dışarda unuttunuz ve gecenin bir yarısı arkadaşınızı aradınız. O da sizi evine kabul etti. Siz o arkadaşınıza minnet duyarsınız. Bizde genel sorun o minnet süresinin kısa olması. Zaten bu süre uzun olduğu zaman duygunuz vefaya dönüyor.

Halk arasında “Ne kadar vefalı kız/erkek” kalıbını çok duymuşuzdur. İnternetten bakarsanız vefa, bağlılık anlamına geliyor. Ama bizim kullandığımız anlam “Sana yapılan bir iyiliği unutmamak” . Yani bir insanın sana yaptığı bir hareketi, gösterdiği bir güler yüzü unutmamaktır vefa. İnternetteki anlamı ile halk dilindeki kullanımını birleştirirsek bir olay sonucu duyulan minnetten doğan bağlılık diyebiliriz bence.

Ben bu duyguya çok önem veririm çünkü vefa gösteren insan, iyilikten anlayan insandır diye düşünüyorum. İyilikten anlayan insanlarda hep hayatımızda kalmayı hak eder. Tabi şuna da değineyim vefa göstermek illa maddi bir şey değildir. Seni görünce vefalı gözlerle bir tebessüm etmesi, hiç ummadığın bir anda güzel bir mesaj atması gibi. İyilik zaten karşılık beklenerek yapılmaz. Vefa dediğim şey biraz daha karşındaki kişinin senin iyilik yaptığını, iyi biri olduğunu hissetmesi ve hissettirmesi. İnsanlar bu duyguyu anlamıyorlar ve kendilerini gizledikleri için genelde gösteremiyorlar.

Bu duyguyu en saf ve gerçek çocuklarda görebiliyoruz. Mesela sınıfta peçeteniz var mı diye soruyor ve cebinizden bir mendil veriyorsunuz. Günler geçiyor, yanınıza gelip öğretmenim mendile ihtiyacınız var mı diye bir soru alınca anlıyorsunuz. O aslında yaptığı şeyin anlamını bilmiyor sadece hissedip kalbiyle hareket ediyor. Maalesef ki insanlar büyüdükçe kalbi küçülüp mantığı büyüyor. Yani her durumda “Bu benim ne işime yarar?” bakış açısıyla yaklaşıyorlar ve saf, temiz duygulardan uzaklaşıyorlar. Özellikle vefadan… Ben açıkçası bundan çok hoşlanmıyorum ve vefasız insanlarla arama mesafe koyuyorum. Çünkü kalbi ile değil sadece beyni ile hareket eden, çıkarcı insanlarla işim olmaz. Evet, sadece beyni ile hareket eden insanlar bence çıkarcı birer robot. Mutlaka kalbinizde az dahi olsa işin içine girmeli yoksa insanlığınızın ne anlamı var.

Bir başak kadını olarak mantığa çok önem veririm. Ama her daim kalbimi ve mantığımı eşit tutmaya çalışırım. Çünkü ben bir insanım ve duygularım var. Duygumun içinde olmadığı yani hiçbir şey hissetmediğim bir işten hayır geleceğini düşünmüyorum. Elimden geldiğince de herkese vefa göstermeye çalışırım. Öğretmenlerime, arkadaşlarıma, akrabalarıma, aileme… Hayatıma giren büyük küçük herkese. Çünkü biz insanız ve birbirimize ihtiyaç duyarız. Yaradılışımız böyle. Vefasızlar ise elbet bir gün yalnız kalır. Ben bundan eminim bu yaşıma kadar da gördüm, görüyorum. Ellili yaşlarda bir kadın gibi konuşuyor olsam da hayatta birçok şeyi gördüm, birçok duyguyu tattım. Tecrübelerle sabit yani.

Bir duyguyu yazıda aktarabilmek, anlatabilmek çok zor. Ama elimden geldiğince size vefa kavramını açıklamaya çalıştım. Size iyiliği dokunan hiçbir canlıyı unutmayın, hep hatırlayın ve hatırladığınızı hissettirin. Hatırlamak çok güzel ama hatırlanmak çok çok daha güzel emin olun.

Önceki İçerikDANS ETMEK – ZUMBA
Sonraki İçerikRİMEL SEÇİMİ
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?