ÇOK GÜLMEK

3697

Yazıma nasıl başlayacağımı çok düşündüm. Yazmalı mıyım, yazmamalı mıyım diye kendimle çelişkiler yaşadım. Sonuçta işte yazım sizlerle.

Kendimi bildim bileli hep gülen bir insan oldum. Annemler de söyler; küçükken gülücükler saçarmışım. Annem beni süslermiş, babamla yürümeye çıkarmışım. O zaman korona yok, herkes yanağımı sıkarmış, şeker verirmiş. Minicik boyumla konuşup hep gülermişim. Büyürken de bu değişmedi. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise… Ben genel olarak ağlayan bir insan değilim. Duygusalımdır ancak insanların içinde bir duyguyu aşırı hissetmiyorsam ağlamam. Aşırı derken çok sinirlendiğimde, çok üzüldüğümde, çok sevindiğimde ağlarım ama normal seviyede sinirlendiğimde, üzüldüğümde, şok olduğumda, sevindiğimde genelde gülerim. Bu özelliğim bazen insanlar tarafından sinir bozucu bulunuyor. Haksız da değiller. Çok ciddi bir tartışma anında istemsizce kahkaha atabiliyorum, birisi çok üzgünken o an ağlamamak için kahkaha atabiliyorum. Psikolojik bir rahatsızlığım olduğu düşünülüp kırıcı sözlere maruz kalabiliyorum, dalga geçtiğimi düşünüp karşımdaki kişi içten içe kırılabiliyor. Aslında ne birini kırmak amacındayım ne de psikolojik rahatsızlığım var. Normal halim bu. “Mutluluğumun Sırrı” yazımı okuduysanız bilirsiniz ki ben her şeye mutlu olabilirim. Yol ortasında çığlık atıp gülebilirim. Çok mutluysam ve o an komik bir şey denildiyse sesli bir kahkaha atabilirim.

Şu da anlaşılmasın, ben bu özelliğimden şikâyetçi değilim hatta en sevdiğim özelliklerimden birisi. Herkese gülerek yaklaşırım, bir çocuk görünce hemen 32 diş olurum. Üzgün durumda insanları güldürebilmek için şebeklikler yapabilirim. Herkesin genelde utandığı durumlarda gülerim. Mesela ayağım kayıp düşünce, çikolata yedikten sonra ağzımın kenarları çikolata olunca, yağmurdan sonra sırılsıklam olunca, bir işi beceremediğimde gülerim. Ayy rezil oldum demem. Bana komik geliyor çünkü. Kendime güldüğüm için başkalarına da gülerim.

Bazı durumlarda da bu özelliğim iyi şeylere vesile olabiliyor. Mesela iki arkadaşım tartışmış, aslında barışacaklar ama inat ediyorlar. Ben, istemsizce o ciddi ortamda güldüm. Gülünce ikisi de bana ters ters baktılar. Birisi “Neden gülüyorsun, komik mi?” Dedi. Bence komikti, bende dile getirdim. “Aslında bu kadar büyütülecek bir olay olmamasına rağmen siz inadınızla büyüttünüz ve kaç yıllık arkadaşlığınızı böyle saçma bir nedenle bitirmek üzeresiniz. Evet, bence komik.” Deyip gülmeye devam ettim. Ama görmelisiniz, katıla katıla gülüyorum. Sonra bunların konuşabilmesi için masadan kalktım, geri geldiğimde aynı samimiyete barışmışlardı. Yani benim kahkahamla ciddi bir ortam kırıldı ve iki kişinin pişmanlık yaşamasını engelledi.

Geçen bir arkadaş yazmış: “Nasıl bu kadar içten gülebiliyorsun, gözlerin bile gülüyor.” Cevabı basit aslında, her şeyle eğlenebiliyorum. Fotoğraf çekinmek bana komik geliyor. Hele bir de kendimi çekiyorsam ekrandaki görüntümle daha çok eğleniyorum. Böyle olunca da o fotoğrafı çekinirken fotoğraf için MUTLUYMUŞ gibi görünmek yerine GERÇEKTEN mutlu olduğum için sanırım öyle geliyor size. Galerimi görseniz 50 fotoğraf çekiniyorsam en az 20 tanesi net olmuyor. Gülerken kendimi kaybettiğim için ya elim titremiş ya da kahkaha atarken bademciklerime kadar görünmüş. Aralarından netini seçiyorum. Bulamazsam uygulama ile netleştiriyorum.

Son olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Gülmek bulaşıcıdır. Gülün güldürün. Bunu insanlardan saklamayın. Çok gülen çok ağlar derler ama çok güldüren ağlamaz. Mutluluğunuzu bulaştırın gülerken. İnsanların kalbine minik papatyalar serpiştirin. Size dikenli gül vermeye çalışana gelincik verin, narinliği görsünler. Papatyalardan taç yapın, kötülükten bir şey elde edilemeyeceğini anlasınlar. Herkes anlamaz diyorsunuz, enayi derler diyorsunuz. Bırakın siz onlara göre enayi olun. Ben bu durumda hep şu söze sığınırım: İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir. Size de tavsiyem budur.

Önceki İçerikKULLANMAYI SEVDİĞİM ADOBE PROGRAMLARI
Sonraki İçerikŞEKER PORTAKALI – JOSE MAURO DE VASCONCELOS
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?