Bu konuda yazmam çok istendi. Evli değilim. Bu yüzden kendi düşüncelerime göre olması gereken bir evlilik konusunda yazmaya karar verdim.
Hayatımda birçok çift gördüm, kimisi muradına erdi kimisi eremedi. Muradına erenlerin kimisi evliliklerini minik bir bebişle taçlandırdılar kimisine nasip olmadı ya da istemediler. Mutlu, mutsuz gördüğüm tüm evlilikleri de düşünerek bu yazımı oluşturdum.
Güven, sadakat, dürüstlük, bonkörlük, cesaret, hep destek tam destek, aşk, sevgi, saygı, … Bunlara ve daha fazlasına flört, söz, nişan evrelerinde de dikkat ederiz. Ama evleneceği zaman insan, bunların hepsinden emin olmak ister. Günümüz şartlarında taciz, tecavüz, şiddet; kadına, çocuğa, hayvana artmış durumda. Artmasının yanında aldıkları cezaları(!) da görüyoruz. Hal böyle olunca aynı evi paylaşacağın insana dikkat etmen gerekiyor. Kim bir sabah yatağında ölü bulunmak ister? Kimsenin bu soruya ben diyeceğini zannetmiyorum. Bundan dolayı bence evliliğin olmazsa olmazı karşındaki insanla birbirini gerçek anlamda tanımak.
Sonrası mı? Bir film karesini anlatarak başlamak istiyorum. Kız soruyor:” Ya sen benim neyimi biliyorsun da şu an gerginsin diyorsun?” Oğlan cevap veriyor: “ Gerginken ellerinin duruşunu, pembe rengi çok sevmenin nedeninin küçükken çok sevdiğin pembe kalemleri kaybedişin olduğunu, fıstıklı çikolata sevdiğini ama fıstığın kabukları çikolatanın içinde olduğunda çok sinirlendiğini, sütü içerken soğuk seviyormuş gibi yapıp aslında ılıttığını, insanlara bir kaya gibi gözükürken içindeki kız çocuğu kırıldığı zaman deniz kenarına gittiğini, mutlu olduğunda turuncu giydiğini, şanslı kolyeni liseden beri sakladığını, kalem tutarken parmakların genelde mürekkep olduğu için çantanda asetonla gezdiğini ve daha birçoğunu biliyorum.” Bende izlerken vay be demiştim. Filmin adını şimdi hatırlayamıyorum ama bir insan bu kadar dikkatli olup her şeyinizi bilebilir mi? Bana mutlu evliliğin sırlarından birisi de bu gibi geliyor. Sen leb demeden leblebiyi anlamalı. Sinirlendiğin şeyleri, çok sinirlendiğinde ne yaptığını az sinirlendiğinde ne yaptığını, seni mutlu eden durumları, hayatını seninle sürdürebilecek her şeyi… Bence böyle evliliklerde çok fazla sorun çıkmaz. Çünkü o hatasını bilir, sen hatanı bilirsin.
75 yıllık evli bir amcaya ve teyzeye soruyorlar: “Sırrınız ne?” İkisi de aynı cevabı veriyor: “Gündüz ne olursa olsun her gece sarılarak uyuruz.” Sen evlendiğin kişi ile aynı evi paylaşıyorsun, aynı yatağı paylaşıyorsun, aynı hayatı paylaşıyorsun. Bazen sen alttan alacaksın bazen o alttan alacak. Küslük, kırgınlık çok uzun sürmeyecek. Kalp tamir etmeyi, yaraları sarmayı bileceksin. Yoksa günümüzde artmış olan ‘boşanmış çiftler’ statüsüne girmeniz kolay. Ayrıca kendine şu soruyu sor: ”Sen onunla evlenmeyi çok istemedin mi, çok sevmiyor muydun? Sevgi hemen biter mi, böyle mi?” Evet diyorsan baştan hata yapmışsın, hiç evlenmemeliymişsin. O kadar masraf, tantana boşa gitti. Hayır diyorsan sakince olan biteni düşün. Gerçekten seviyorsan çoğu şeye göz yumabilirsin. Bir ihanet, iftira, dala vere, ciddi bir yalan yoksa yuva bozulmamalı bence. Nice insan sevdiğine doyamadan, kavuşamadan toprağa veriyor, sen kavuşmuşsun azıcık değerini bilmelisin. Yaşanılan onca hastalık, deprem, felaket gösterdi hayatın acı yüzünü. Bir dakika sonrası için kesinliğimiz yok. Bu yüzden her anın kıymeti bilinmeli.
Bir röportajda duyduğum bir şeyi de söylemek istiyorum: ”Nasıl bu kadar hızlı evlenmeye karar verdiniz?” diye soruyor muhabir. “Onu gördüğüm an aradığım insan, evim olduğunu anlamıştım.” diyor adam. Onu gördüğünüzde evinizdeymiş gibi hissedin. “Bu hayat bana; birisinin durduk yere pencere açtıran derdi değil, nefessiz kaldığınızda hayata tutunmak için koştuğu pencereden gördüğü gökyüzü olması gerektiğini öğretti. İnsan, insana her şeyden önce o nefes veren pencere olabilmeli.”
Aslında bu konuda diyebileceğim çok ama çok şey var ama bana kalmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bir gün evleneceğim ve düşüncelerimin ne kadarı değişir ne kadarı değişmez emin değilim. Ama genel olarak bence evlilik böyle olmalı. Sevgi ve saygı temelli bir birliktelik… Ne demişler; gönüller bir olsun samanlık seyran olur. Umarım sevgi dolu eşleriniz, huzurlu bir yuvanız olur.








