Boş vakitlerimde bol bol film izlerim. Sizler için de karışık bir film listesi hazırladım. Hadi hemen başlayalım.
Yeni sayılan bir film ‘Don’t Look Up’ tan bahsedeceğim. 2 saat 25 dakikalık bir komedi/felaket türünde 2021 yapımı filmdir. Dev bir göktaşının gezegeni yok edeceği konusunda insanları uyarmak için çalışan iki gökbilimcinin hikayesini anlatıyor. Dünya büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Everest Dağı büyüklüğünde bir kuyruklu yıldız hızla Dünya’ya yaklaşmaktadır ve oluşacak çarpışma Dünya’nın yok olmasına neden olacaktır. Astronomi yüksek lisans öğrencisi olan Kate Dibiasky’nin yaptığı bu keşif, insanlığın kurtulmasını sağlayacaktır. Kate ve Dr. Randall Mindy, insanlığı yaklaşmakta olan tehlikeye karşı uyarlamak için bir medya turuna çıkmaya karar verir. Kare ve Randall, insanları yaklaşan felaketten haberdar etmek için büyük çaba harcarken kendilerini beklenmedik durumların içinde buluyor. Düşünün insanlara böyle bir şeyi söyleseniz nasıl tepki verirler? Ben kendi tepkimi bile kestiremiyorum, başkalarını hiç bilemiyorum. Ben açıkçası filmi başrollerine bakarak ve çok izlendiğini görerek seçtim. Oyuncular mükemmeldi ama fazla uzatılmış gibi geldi bana. Gerçek hayatı –insanların tepkilerini- filme çok güzel adapte etmişler(izleyenler anladı demek istediğimi). Eğer felaket senaryolarını seviyorsanız mutlaka bir şans verin bu filme.
Bir sonraki bahsedeceğim film hatta film serisi ‘Labirent’ olacak. 3 filmden oluşuyor. İlk film Labirent: Ölümcül Kaçış, 2014 yapımı 1 saat 53 dakikalık bilim kurgu / aksiyon tarzı filmdir. Başrolümüz Thomas bir anda uyanır ve yukarı doğru hareket halindeki bir asansörde olduğunu fark eder. Asansörün kapıları açılır ve karşısında kendi yaşlarında bir grup genci görür. Devasa büyüklükteki duvarlarla çevrelenen bu geniş alanda Thomas çoğu şeyi hatırlayamaz. Dahası karşısındaki kişiler de tıpkı kendisi gibi buraya nasıl ve neden getirildiklerini bilmemektedirler. Tek bildikleri şey ise her sabah labirentte duvarların kapı gibi açılması ve güneş batarken tekrar kapanmasıdır. Üstelik ayda bir asansörle gruba yeni bir genç gelmektedir. Thomas’ın ardındansa beklenmedik bir şekilde, bir hafta sonra asansör labirente Teresa adında bir genç kızı bırakır. İlk defa kız gönderilir. Thomas şimdi bu labirentin sırrını çözmeye çalışacaktır. İkinci film Labirent: Alev Deneyleri, 2015 yapımı 2 saat 13 dakikalık macera/ bilim kurgu/ aksiyon tarzı filmdir. Kapana kısıldıkları Labirent deneyinden kurtulmayı başaran gençleri bu sefer dış dünyada hiç de ummadıkları tehlikeler bekliyordur. Kıyamet sonrası bir manzarayla karşılaşan ve bir şekilde ‘değerli’ olduklarına inanan gençler, kendileri için hazırlanan planların ikinci aşamasına geçtiklerinden haberdar değildir. Serinin bu bölümünde Thomas ve dostları şimdiye kadarki en zorlu mücadelelerini vermek zorundadır: İsyan olarak bilinen gizemli ve güçlü organizasyon hakkında ipuçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Son film Labirent: Son İsyan, 2018 yapımı 2 saat 23 dakikalık bir bilim kurgu / macera tarzı filmdir. Thomas ve arkadaşları Labirent’ten kurtulmalarının ardından hapsoldukları tesisten kaçmayı başarmış ve dünyayı pençesinde tutan acımasız organizasyon W.I.C.K.E.D.’e direnen isyancı grup Sağ El ile bir araya gelmeyi başarabilmişlerdir. Ancak Teresa’nın ihaneti sonucu grup kendini bir kez daha W.I.C.K.E.D.’a karşı mücadele ederken bulmuş, bu mücadele sırasında Minho’nun, organizasyon tarafından yakalanmasını engelleyememişlerdir. Minho’yu kurtarmak için yola çıkan Thomas ve arkadaşları organizasyonun peşine düşer. Bu uğurda aldıkları kararlar yalnızca arkadaşlarının değil, dünyanın da kaderini değiştirecektir. Sizce sonuç ne olmuştur? Ben Thomas karakterini oynayan Dylan O’Brien’in oyunculuğuna Teen Wolf’tan beri hayrandım ve izlemeye karar verdim. Pişman olmak bir yana dursun bayıldım desem yalan olmaz. Tabi bilim kurgu filmleri sevmemin yanı sıra oyunculukta benim için çok önemli. İzlerken hayranlıkla ve soluksuz izledim. Bilim kurgu filmlerini seviyorsanız kaçırmayın bu seriyi.
Bir sonraki ‘Emoji’ filmi olsun. 2017 yapımı 1 saat 26 dakikalık çocuk/ komedi tarzında filmdir. Bütün emojiler mesajlaşma uygulaması olan Textopolis’te yaşamaktadır. Telefonun kullanıcısı tarafından seçilecekleri zamanı beklerler. Emojilerin hepsinin tek bir yüz ifadesi vardır ve bu ifadeyi değiştiremezler. Ancak Gene farklıdır ve birden fazla yüz ifadesi sergilemektedir. Diğer emojiler gibi “normal” olmak isteyen Gene çözüm yolu bulabilmek için en yakın arkadaşı emoji Hi-5 ve usta kod kırıcı emoji Beşlik ile güçlerini birleştirir. Gene’i düzeltmek için uygulamadan uygulamaya bir yolculuk başlar. Ancak bildikleri dünya tehdit altına girdiğinde bütün emojilerin kaderi bu üçlünün ellerinde olacaktır. Sizce kurtarabildiler mi? Ben izlerken çok eğlendim. Bir bilgisayar öğretmeni olarak öğrencilerimle de izleyebileceğimi düşünüyorum. Çocuklarla izlenmeyecek sahne hatırladığım kadarıyla yok. Eğer varsa da siz bilinçli bir ebeveyn olarak onunla izleyeceğiniz için hızlıca atlayabilirsiniz. Ayrıca izlerken çok da güldüm. Her insanın aynı olmak zorunda olmadığını anlatan, farklılıkların kabul edilebileceğini anlatan bir film.
Birde ‘Scott Pilgrim Dünyaya Karşı’ filminden bahsedeceğim. 2010 yapımı 1 saat 52 dakikalık aksiyon/romantik tarzı filmdir. Scott Pilgrim isimli başrolümüz yeni kız arkadaşı ile birlikte olabilmek için kızın 7 şeytani eski sevgilisini yenmesi gerekmektedir. Bu cılız görünümlü çocuk sizce neler yapmıştır? Bazı sahneleri çizgi roman uyarlaması gibi gözüken film çok kötüydü diyemem, emek harcanmış ancak benim zevkime çok hitap etmedi. Normal hayatınızda bilgisayar oyunlarından özellikle avatarlı oyunlardan hoşlanıyorsanız bu film mutlaka hoşunuza gider. Ben liseden sonra uzun zamandır avatarlı oyunlar oynamadığım için izlerken çok eğlenmedim.
Daha bahsetmek istediğim çok film var ancak yazımı çok uzatmak ve sizi sıkmak istemiyorum. Siz bunları izleyedurun bir sonraki yazımda yeni film tavsiyeleriyle tekrar buluşalım. İyi seyirler :J
