Tarihi bir roman okurken aynı zamanda kadınların ne kadar güçlü olabileceğine şahit oluyorsunuz. Kitaba çok ön yargı ile başlayıp sonunda hayran kaldım. İsterseniz yazarımızı tanıyarak başlayalım.
Kristin Hannah 1960 yılında Amerika Kaliforniya’da doğmuştur. Yazar sekiz yaşında iken ailesi ile birlikte Washington’a taşınmıştır. Reklam ajansında iş yaşamına başlamış daha sonra yazar olabilmek için Hukuk Fakültesini kazanmıştır. Üniversite eğitimi sırasında annesinin kansere yakalanması ve ölümü üzerine bu süreçte kaleme aldığı yazılarını bir kutuya koyarak yazar olmaktan vazgeçmiştir. Çünkü annesi de onun yazar olmasını çok istemiş ancak bunu görememiş. Evliliği süresince avukatlık yapmış, hamilelik sürecinde evde dinlerken bolca kitap okumuştur. Bebeği dünyaya geldikten sonra eşinin desteği ile eski yazılarını yeniden çıkarmış ve yazarlığa başlamıştır. İlk başlarda kitaplarını bastırmak için yayıncı bulamamış, kabul edilmesinden sonra kitaplarını yayınlamaya başlamıştır. Kitapseverlerin çok sevdiği yazarlardan olan Kristin Hannah birçok ödülün sahibi olmuştur.
Yazarın bir çok kitabı var ancak ben sadece “Bülbül”ü okudum bu yüzden size ondan bahsetmek istiyorum. Arkasındaki kısımla başlıyorum. “II. Dünya Savaşı döneminde Fransa’da yaşayan iki kız kardeş, annelerini küçük yaşta yitirmiş ve babaları tarafından terk edilmiştir. Viann henüz çocukken aşık olduğu Antoine’la evlenip acı tatlı bir hayat kurmayı başarırken isyankar Isabelle gittiği bütün okullardan ya atılmış ya da kaçmıştır. Savaş alevlenmeye başlayınca Viann’in kocası cepheye çağrılır. Yine okuldan atılan Isabelle’inse ablasının yanına gitmekten başka çaresi yoktur. Fakat iki kız kardeşin arası savaş yüzünden açılır. Isabelle direnişe katılmanın bir yolunu bularak sayısız hayat kurtaracak ve imkansız bir aşka tutulacaktır. Yolunu gözlediği veya sonsuza dek veda ettiği sevdikleri için bahçesindeki kurumuş elma ağacına birer kurdele bağlayan Viann ise çok sevdiği kocasının yokluğunda, yabancı erkeklerin işgal ettiği bir şehirde zulme, açlığa ve korkuya göğüs gerecektir.
Bazı kadınlar doğuştan cesurdur; doğru olan için savaşmak, hayat kurtarmak ve gidişatı değiştirmek uğruna kendi canlarını tehlikeye atarlar. Isabelle bu kadınlardandı… Ama bazı kadınlar da sabır ve fedakarlıklarıyla direnir, sevdiklerini koruyup kollar ve hayatı onlar için yeniden inşa eder. İşte, Viann’in hikayesi de tam olarak böyleydi… “
Kendi yorumumdan önce birkaç tane de başka kişilere ait yorumları bırakmak istiyorum.
“İki kadının Fransız Direnişi’ne verdiği destek, aşkları, kayıpları ve zaferleri… Bülbül’ü elimden bırakamadım.”
-Suzanne Droppert-
“Bülbül’ün edebiyat dünyasındaki etkisi bir fırtınadan farksız olacak.”
-Booklist-
“Gözlerinizde yaş kalmayana kadar sayfaları çevirmeye devam edeceksiniz.”
-Daily Mail-
“Kitabı aldım, okudum, çok sevdim ve önce karıma, sonra da kız kardeşime verdim. Fakat kitabın yanında bir kutu mendil hediye etmeyi unutmuşsunuz.”
-Tom Vail-
“Her satırına hayran oldum!”
-Barbara Kelly-
“Bülbül gerçekten nefes kesiciydi! Bu kitabı okuyun. Zor zamanlarda doğru olanı yaptıklarına inanan iki genç ve cesur kız kardeşin hikâyesi sizi sürekli şaşırtacak.”
-Dr. Miriam Klein Kassenoff-
“Kardeş sevgisi, dostluk ve kayıplar üzerine etkileyici bir roman. Okurken çok gözyaşı dökeceksiniz…”
-Look-
“Bülbül aile arasında bir kırgınlıkla başlıyor ve Nazilere direnmek için hayatlarını tehlikeye atan sıradan kadınların cesareti ve kahramanlığıyla savaşın korkunç atmosferinde müthiş bir sona doğru ilerliyor. Bir hikâyeden duygusal olarak bu kadar etkilenmeyeli uzun zaman olmuştu.”
-Marilyn MacIvor-
“Daha ilk sayfasından itibaren özümsenip sindirilmeyi, hissedilmeyi ve sevgiyle paylaşılmayı hak eden bir roman. İki kız kardeş arasındaki bağ son derece dürüst ve insanın içini sızlatıyor. Büyüleyici ve bir o kadar da hüzünlü…”
-Cherise Bailey-
“Bülbül’ü bitirdikten sonra gözyaşlarımın dinmesi birkaç saatimi aldı. Gerçekten kusursuzdu.”
-Jody Robinson-
Peki ben ne düşündüm bu kitapta? İlk başladığımda aşırı aşırı sıkıldım. Günde iki sayfa okusam üçüncüye geçemiyordum. Belli bir kısımdan sonra kitap bir akmaya başladı, bir hafta olmadan 534 sayfa kitap bitti. Kadınların mücadelesini okumayı çok sevmemin yanı sıra sürükleyiciliği de eklenince hızımı alamadım. Babam normalde ince kitabı dahi zor okurken pandemi döneminde bu kitabı bir çırpıda bitirdi. Aşk, cesaret, gerilim ve daha fazlasını bulacaksınız. Bir kadının ruhunun manzarası savaştaki bir dünya kadar hızlı değişebilir, unutmayın.






