SARI KANTARON YAĞI

3443

Evde kaldığımız süreçte denediğim iki yağdan birisi olan sarı kantaron yağından bahsetmeye geldim. Birçoğumuzun çevremizden duyduğu ve faydalı olduğu bilinen bir yağ olan sarı kantaron yağı nedir, nelere iyi gelir, nasıl çıkarılır?

Sarı kantaron otu, bilinmesi ve kullanımı Ortaçağ’a kadar dayanan şifa kaynağı olan altın sarısı renkteki çiçeklerinin şemsiye gibi açıldığı çok dallı bir bitkidir. Tıpta kantaron otu ‘hiperikum perforatum’ olarak adlandırılmış. Halk arasında ise; yara otu, kılıç otu, kan otu, kuzu kıran, binbirdelik otu ve mayasıl gibi birçok isimle anılıyor. Sarı kantaron otu, Balkanlar ve Avrupa şehirlerinde yetiştirildiği gibi ülkemizde de yaygın bir şekilde bulunmaktadır. En çok da Kaz dağları ve Ege bölgemizdeki tarlalarda, yol ve orman kenarlarında rastlanır ve buralarda kolayca yetiştirilir. Sarı kantaron genelde yağ olarak kullanılıyor olmasına rağmen çay olarak da tüketilince mucizevi faydalar sağlıyor. İçeriğinde hücre yenileyici, antiseptik, antienflamatuar ve antioksidan dışında hyperisin maddesi de bulunduğundan dolayı; mutluluk hormonunun salgılanmasında oldukça etkili bir ottur. Bu sebeple de stres ve depresyonu azaltıyor. Buna bağlı olarak; mide ve sindirim rahatsızlıklarında da rahatlama sağlıyor. İnternette yazdığına göre tek bir fincan çay hazırlarken; 2 çay kaşığı kurutulmuş sarı kantaron otu yeterli oluyormuş. Bir buçuk fincan kadar suyu kaynatılıp sarı kantaron otu, bu kaynamış suya ekleniyormuş. Üzerini kapatıp 5 dakika kadar demlenmeye bırakılırmış. Elde edilen çayı fincana süzerek konulur ve istenirse birkaç damla limon sıkarak da tüketilebilirmiş. Ben bitki çayı içemiyorum, mideme dokunuyor ama siz normalde içiyorsanız deneyebilirsiniz.

Ben ne amaçlı almıştım, neler oldu birazda ondan bahsedeyim. Benim gibi beyaz tenli olanlar veya hassas bir deriye sahip olan arkadaşlar bilir, bir yere çarptığında vücudunda hemen morluk olur. Hafif bir kesik yaraya dönüşebilir. Ben bu durumları çok yaşıyorum ve yara bere içinde gezmekten sıkıldım. Birde vücudumda oluşan lekelerin vs. renginin hızlı açılmasını istiyordum. Hazır krem almak istemedim, çok fazla kimyasal bulunan ürünlerden hoşlanmıyorum biliyorsunuz ki. Sarı kantaron yağını denemeye karar verdim. Sonuçta doğal bir yağ ne olabilir? Ben araştırmadan kafama göre kullanmam ve ilk gördüğüm şey gerektiğinden fazla kullanımda tansiyon düşürebiliyormuş. Benim gibi düşük tansiyonlu bir insan için önemli bir bilgi. Bende damla damla kullanmaya başladım. Vücudumda olan koyu lekelerde açılma yaptı. Başka nasıl kullansan diye düşündüğüm sıra sivilcelerim çıktı. Direk sivilcelerime sürmedim, hiçbir yerde bu şekilde kullanılabileceği yazmıyordu. Önce sivilcemi sivilce kurutucu krem ile kuruttum. Açıkçası kuruyunca biraz canımı acıtıyordu, yara gibi olmuştu. Kalan kabuksu yapılı kırmızı kısma bir damla sarı kantaron yağı uyguladım. Abartısız söylüyorum birkaç dakika içinde acısı gitti. Aklıma geldikçe damla damla uyguladım ve 2–3 gün içerisinde ne yara ne kabuk ne kırmızılık kısacası sivilceden eser kalmadı. Koyu renklerde açılma yaptığına göre göz altlarına da uygulanabilir diye düşünmeyin. Hiçbir sitede okumadım ve denemedim. Tehlikeli olabilir çünkü göz altı hassas bir bölge ve direk göz ile bağlantılı. Denemenizi tavsiye etmem.

Araştırırken bu bitki kolay bulunduğu için genelde yağını kişilerin kendisinin çıkarıp kullandığını öğrendim. Maalesef çevremde kantaron toplayabilecek bir yer yok bu yüzden internetteki tarife göre size de tarif edeceğim. Kantaron çiçekleri güneşli bir havada toplanıyormuş. Topladığımız çiçekleri yumuşak bir şekilde eziyormuşuz.  Ardından ezdiğimiz çiçekleri bir kavanoza koyup üzerine sızma zeytinyağı ilave etmemiz gerekiyormuş. Eğer yanık tedavisinde kullanacaksak zeytinyağı yerine keten tohumu yağı eklemeliymişiz. Hazırlanan bu karışımın ağzını tülbentle örterek yaklaşık 1 ay kalacak şekilde güneşe koymalı ve ara sıra karıştırmalıymışız. Yağı bir tülbentle süzdükten sonra tercihen koyu renkli bir kavanoza koyup ağzını kapatıyormuşuz. Kantaron yağını serin ve karanlık bir ortamda saklamak gerekirmiş. Eğer uygun koşullarda saklarsak 2-3 yıl etkisini kaybetmeden dayanırmış.

Sarı kantaron yağının birde kırmızı olanı varmış. Okuduğuma göre aralarındaki fark; kırmızı olan kantaron çiçeğinin kurumamış halinin yağıymış, sarı olan kurutulmuş kantaron çiçeğinin yağıymış. Genel olarak kullanımı aynıymış. Eğer kantaron toplama imkanım olursa ikisini de deneyeceğim.

Bir de şunu hatırlatmak isterim, daha önce kullanmadığınız bir yağ veya ürün olursa önce minik bir damla bileğinizin iç kısmına sürüp yarım saat bekleyin. Eğer cildiniz herhangi bir tepkime göstermiyorsa(kızarıklık, kaşıntı vs.) o zaman kullanabilirsiniz. İçerisinde bulunan herhangi bir ürüne hatta direk kendisine alerjiniz olabilir. Yukarıda dediğim gibi önce minik bir damla denerseniz sağ salim kullanabilirsiniz. Kullanırsanız deneyimlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.

Önceki İçerikMATATALAB VE MBOT
Sonraki İçerikSEVİLEN TÜRK DİZİLERİ
Adım İrem Gül. Bilgisayar öğretmeniyim. Tam bir başak kızıyım. Hayatı benim açımdan görün istedim ve bu bloğu açtım. Dünya’ya İrem’in penceresinden bakmaya hazır mısın?