Sherlock dizisini çok duymuştum ancak ben kitapçılardanım. Yani ben kitabı varsa okumayı izlemeye tercih ederim. O sıra polisiye de sevmediğim için okumadım. Geçtiğimiz yıllarda bir kitabını alıp denemiştim ve çok sevmiştim. Sonra serisini almaya karar verdim. Ben seriye bakarken canım dostum hissetmiş gibi doğum günümde sürpriz olarak bana bir set göndermişti. Gerçekten bağımlılık yaptı.
Kitaplarına geçmeden önce bu Sherlock Holmes’i bize tanıtan Sir Arthur Conan Doyle kim? Tam adı Arthur Ignatius Conan Doyle olan İskoçyalı yazar, 22 Mayıs 1859 – 7 Temmuz 1930 yılları arasında yaşamıştır. Suç hikayelerinde bir çığır açmış olduğu söylenen karakter Dedektif Sherlock Holmes ve Profesör Challenger’ı ortaya çıkaran kişidir. Yazmış olduğu diğer eserler arasında bilimkurgu, tarihi kitaplar, oyunlar, şiirler ve kurgu dışı düz yazılar vardır. Sherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle tarafından oluşturulan Britanyalı hayali dedektif kahraman, polisiye edebiyatının önemli kişiliklerinden biri. Gazetelerde basılmış ve polisiyenin halk arasında yaygınlaşmasına yardımcı olmuştur.
Bu zamana kadar 6 kitabını okudum, yedincisi elimde, başlayacağım. Her kitap bittiğinde anında diğer kitaba devam etmek istedim. Korku Vadisi, Dörtlerin İmzası, Baskerville’lerin Köpeği derken serinin son kitabı Kızıl Dosya’ya gelmiştim. Bu kitabı çok ayrı sevdim çünkü bu kitapta Sherlock Holmes ve Dr. Watson’ın tanışmasını anlatıyordu. Onların tanışması, birbirlerine ilk anda verdikleri tepki, alışma süreçleri… Hepsi okunmaya değerdi. Eğer hiç başlamadıysanız ilk olarak bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Tabi bir de bağımlılık yapıyor, o ayrı. Tüm Sherlock kitaplarını almak istiyorum ben. Aldığım her kitabını da ayrı bir heyecan ile okuyorum. Çünkü her kitapta farklı bir kurgu farklı bir olay farklı bir ipucu gizli. Bu dört kitabından önce Oyun Başladı kitabını okumuştum. Sırlar Okulu bu seriyi devam ettirdi. Sırada Ölüm Vadisi bulunuyor.
Polisiye kitaplardan hoşlanmazdım çünkü kitabı okurken yaşayan bir insanım. Bundan dolayı da ölümü okumak çok hoşuma gitmiyor. Ancak Sherlock tüm önyargı ve korkularımı yıktı. Gizem, macera ve gerilim dolu satırlarını okurken bende elimde bir büyüteç ile peşlerinde yürüyormuş gibi hissediyorum. Sherlock, Watson ve ben muhteşem bir ekiptik. Sırları çözerken kendime birçok şey katılıyordum. Bir ara siber güvenlik eğitimlerine katıldım. O zaman tam kendimi kadın Sherlock gibi hissediyordum. Hatta o zamandan beni sosyal medyada takip eden arkadaşlar hatırlar kendime diyordum. Bu konuda heyecanımı ve şevkimi anlatamam. Size şunu açıkça söyleyebilirim, kitapları okudukça insanlara bakış açım değişti. Yaptıkları hareketleri gözlemliyorum. Konuşurken bakışlarını, jest ve mimiklerini izliyorum. Otobüste mesela hiç tanımadığım insanları göz hapsine alıp o kişi hakkında kendimce görüşler üretiyor, senaryolar yazıyorum. Böylece uzun yol yolculuğu yapabilmeye bile alıştım. Normalde beni yol tutar, insanları izlerken yolun nasıl geçtiğini anlamamaya başladım. Eminim sizede bir şeyler katacaktır.
Aslında Sherlock bu kadarcık yazı ile anlatılabilecek kadar basit bir karakter değil. Ancak onu anlatmaya ne kelimelerim ne de sözcüklerim yetmez. Siz onu okudukça hissedeceksiniz, eminim. Her an gerilime hazır mısınız? Sır, entrika, gizem ve daha binlercesi için hemen okumaya başla. Evden çıkamazken seni başka şehirlere götürüp başka insanlarla tanıştıran Sherlock’u izle, belki vantilatörde gizlidir aradığın şey?






