Mesleğimi ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. Ama bazı sebeplerden okul değiştirmek zorunda kalıyorum. Bunun benim için en büyük avantajı yeni öğrencilerle, yeni hayatlarla tanışmak. Şimdi de farklı bir okulumdaki öğrencilerimle olan anılarımdan bahsedeceğim.
Bu okulda ilk başlayınca çok afalladım aslında. Evime uzaktı, ders saati çoktu. Ama her sabah gülen yüzleri, günaydın hocam deyip boynuma sarılmalarını hiçbir şeye değişmem.
Okul açılalı 1 ay olmuştu, hackathon bulduk. Öğrencilerim katılmak istedi. Lise öğrencileri içindi. Orada 1 gece bırakacaktım onları. Lise koordinatörümüzle öğrencileri bırakmaya gittik. Her köşesini, alanı iyice inceledim. Sonra güvenip bıraktım. İkinci günü ateşim 39 derece ama ödül töreni var. Öğrencilerim hevesle beni bekliyor. Kendimi zorladım, hazırlandım ve gittim. Beni görünce o gözlerindeki mutluluğu hiç unutmam. Sonra bana ayırdıkları yere oturdum. Bana ikramlık şeylerden tabak hazırlayıp geldiler. Sunum yaparken gözümün içine bakıyorlardı. Ben onları tamam işareti yaptıkça rahatlıyorlardı. Aslında o zaman bir aile olacağımızı hissetmiştim. Aynı ekiple bir sürü yarışmaya, etkinliğe gittik. Genelde yarışma zamanları hasta oluyordum, nasıl denk geliyor bilmiyorum. Ama beni hiç üzmediler. Yaşları yakındı, iyi anlaşıyorlardı. Bu yüzden belki de onlarda keyif alıyordu.
Bu okulda korona oldum. 1 hafta gidemedim. Sonraki hafta negatif olunca okula devam ettim. Okula gittiğim 2. gün sabah okulda bir şeyler atıştırıyorum. Öğrencilerim geldi ‘Hocam gelir misiniz?’ dediler. Bende açken pek tatlı bir insan değilim açıkçası, ‘Yemek yiyorum, ne istiyorsunuz sabah sabah?’ dedim. Bunlarda ben kızınca kucaklarındaki kocaman buket çiçekle odaya girip ‘Bize çok emek veriyorsunuz, teşekkür ederiz.’ dediler. Hem mahcup oldum hem de çok mutlu oldum. Çok duygulandım. Teşekkür ettim. Aynı gün yılbaşı hediyeleşmesi yaptık. Ben sınıf rehber öğretmenliği yapmıyordum ama bir arkadaşım sağ olsun sınıfında yaptığı çekilişe beni de dahil etmişti. Bende bir öğrencime çıkmıştım. Bana çok tatlı bir teraryum almıştı. Şu an bu satırları yazarken karşımda duruyor, baktıkça mutlu oluyorum. O gün elimde kocaman buket ve teraryum ile dönmek çok zor oldu 😀
Benim alanımdan dolayı ayrı bir sınıfım genelde olur. Nerdeyse her sınıfa gittiğimde kapımın altından atılmış, bilgisayarımın içine gizlenmiş sevgi dolu notlar buluyordum. Güzel çiçekler toplayıp sınıfa ellerinde çiçeklerle geliyorlardı, bende bardağa su koyup masama koyuyordum. Hep sınıfım miss gibi çiçek kokuyordu.
Dünya kadınlar gününde kız bir öğrencim arkadaşlarına ve bana browni ısmarlayıp kadınlar günümü kutlamıştı.
Ortaokul ve lise de ayrı robotik kodlama kulüplerim vardı. Her bir öğrencimle derste de kulüpte de ilgilenirdim. Özellikle lise kulübünde çok güzel yarışmalara hazırlanırdık. Birinde aldım öğrencilerimi, kulüp saatinde hep beraber pastaneye gittik. Dillerinde hep ‘Birlikte bir şeyler yapalım.’ cümlesi vardı. Bende o gün sürpriz yaptım. Pastanede herkes istediğini yedi, içti. Beraber katıldığımız yarışmaları kutlamış olduk. Umarım onlarda benim kadar mutlu olmuşlardır.
Bu okulda nöbetim çok oluyordu ama hiç nöbetleri tek tutmuyordum, hep yanımda öğrencilerim oluyordu. Sohbetlerimiz hiç bitmezdi. Birinde bir öğrencim geldi sarıldı, sonra da ‘Öğretmenim seni çok seviyorum, aynı teyzem gibi kokuyorsun hissettiriyorsun.’ dedi. Nasıl mutlu oldum, sevdiği bir insanla beni bir tuttu.
Bazı öğrencilerimle abla kardeş gibi olduk. Çikolatayı çok seven bir insanım, ellerinde çikolata ile geliyorlardı. Nasıl mutlu oluyordum. Okulda kutlamalar yaparken onlarla dans etmek, fotoğraflar çekinmek çok eğlenceliydi. Derste öğretmenleri, ders dışında oyun arkadaşları gibi oluyordum bazen. Dronelar ile çekim yaptık, kendimiz oyun yapıp oynadık. Benim için evde tatlılar yapıp getirenler, çiçek buketlerim, içimden geldi hediyelerim, sürprizler dolu kutular… Hatta hayatımda ilk kez kağıttan gül buketimi bu okulda aldım.
Yazımı şu cümlelerle noktalamak istiyorum. Sevmek ve sevilmek bu hayattaki en güzel iki duygu, değerini bilelim <3








